TÜİK`e göre fahiş şirket karları enflasyonu yükseltiyor

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanı Erhan Çetinkaya
pandemi sonrasında enflasyondan bağımsız şirket kârlarına bağlı bir fahiş fiyat artışı olduğunu söyledi. Şirketlerin enflasyonist ortamı kullanarak normalde alması gereken karlardan daha yüksek fahiş kârlar elde ettiklerini belirtti. Erhan Çetinkaya, Avrupa`da da şirket kârlarının enflasyon üzerindeki etkisinin yüzde 45, işçilik maliyetlerinin ise yüzde 4,5 olduğunu ifade etti. "Madde fiyatlarını artık niye açıklamıyorsunuz?" eleştirilerini de yanıtlayan Çetinkaya, 2022 öncesi sadece bakkal, manav, pazar, market, hastane, özel okul gibi saha verisi ile veri toplandığını, oysa artık toplam verinin yüzde 50`sinin dijital olarak toplandığını ve veri miktarının kat kat arttığını söyledi. Çetinkaya, benzin, mazot, altın ve sigara fiyatlarının günlük; sebze, meyve, LPG ve seçilmiş bazı gıda ürünleri fiyatlarının her hafta; diğer mal ve hizmetler fiyatlarının ayda iki kez, kira fiyatlarının da ayda bir kez derlendiğini belirtti. Habertürk`ten Ahmet Kıvanç`ın haberi 
 
Enflasyon tartışmalarının odağında olan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) kapılarını basına açtı. TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya, medya kuruluşlarının temsilcileri ile yaptığı toplantıda enflasyonla ilgili soruları yanıtladı. Çetinkaya, enflasyonun iniş sürecine girdiğini, konunun bir müddet daha tartışılmaya devam edeceğini öngördüklerini, yanlış algıyı önlemek, doğru bilgi aktarmak için bu toplantıyı düzenlediklerini söyledi.
 
SORULARINIZ İÇİN: akivanc@haberturk.com
 
“ŞİRKET KÂRLARI ENFLASYONU ETKİLİYOR”
 
Erhan Çetinkaya, Türkiye’deki şirket kârlarının enflasyonu yukarı taşıyan bir etkiye sahip olduğunu, akademik çalışmaların bunu gösterdiğini söyledi. Avrupa’da da şirket kârlarının enflasyon üzerindeki etkisinin yüzde 45, işçilik maliyetlerinin ise yüzde 4,5 olduğunu kaydeden Çetinkaya, “Türkiye’de şirketler enflasyonist ortamı kullanarak normalde alması gereken kârlardan daha yüksek, fahiş karlar elde ediyorlar. Pandemi sonrasında enflasyondan bağımsız şirket karlarına bağlı bir fahiş fiyat artışı var” diye konuştu.
 
REKLAM
HAZİRAN AYI ENFLASYONU NEDEN DÜŞÜK ÇIKTI?
 
Çetinkaya, memur zamlarının belli olacağı haziran ayında enflasyonun beklentilerin altında geldiğine yönelik eleştirileri şöyle yanıtladı:
 
“Yirmi, otuz, kırk yıllık enflasyon serüvenine baktığımızda haziran ayı en düşük enflasyon aylarıdır. Çünkü tarla ürünleri çıkmıştır. Uzun seriye bakıldığında haziran ayı en düşük ay olmuştur. Dolayısıyla bu bir normalleşmedir.”
 
Kamu zamlarının ertelendiğine yönelik eleştirilerin hatırlatılması üzerine “Kamu zamlarının ertelenmesinin muhatabı biz değiliz” diyen Çetinkaya, haziran ayından bu yana ötelenen bazı zamların temmuz ayı enflasyon rakamlarını etkileyeceğini ifade etti.
 
Geçen yıl mayıs ayında doğalgaz fiyatında indirim dolayısıyla enflasyonun eksi çıkmasını değerlendiren Çetinkaya, doğalgazda yapılan indirimi enflasyona yansıtmadan önce Avrupa İstatistik Ofisi’nden (EUROSTAT) görüş sorduklarını, o görüş doğrultusunda enflasyona yansıttıklarını, nitekim doğalgaz indirimi sona erdikten sonra enflasyonu artırıcı etkisinin daha yüksek olduğunu anlattı.
 
REKLAM
 
AÇIKLANAN ENFLASYON İLE ALGILANAN ENFLASYON FARKI
 
Açıklanan enflasyon ile algılanan enflasyon arasındaki yüksek farka ilişkin eleştirileri yanıtlayan Çetinkaya, Avrupa Birliği Merkez Bankası tarafından yapılan çalışmaya göre, Avrupa ülkelerinde de ölçülen enflasyon ve algılanan enflasyon arasında oldukça önemli farklılıklar bulunduğunu söyledi. Örneğin İspanya, Yunanistan, İtalya, Polonya gibi ülkelerde ölçülen enflasyon yüzde 2-3 seviyelerinde iken algılanan enflasyonun yüzde 13-14 seviyelerinde yer aldığını, Türkiye’de farkın çok daha az olduğunu ifade etti.
 
“TÜFE İLE ÜFE FARKI TÜRKİYE’YE ÖZGÜ DEĞİL”
 
Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ile toptan eşya fiyatını ifade eden Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) arasında gözlenen farkın sadece Türkiye’ye özgü olmadığını belirten Çetinkaya, 2021 yılı başından itibaren tüm dünyada benzer farklılığın yaşandığını söyledi.
 
REKLAM
 
ÜFE’nin vergiler hariç hesaplandığına dikkat çeken Çetinkaya, elektrik, gıda ve birçok üründe vergiler düşürülerek ÜFE’deki artışın tüketiciye doğrudan yansımasının önüne geçildiğini, ÜFE’de hizmetler sektörüne yer verilmezken TÜFE’de önemli bir ağırlığa sahip olduğunu, elektrik, doğalgaz gibi ürünlerdeki fiyat artışlarının devlet tarafından sübvanse edilerek tüketiciye doğrudan yansıtılmadığını, bütün bunların ÜFE ile TÜFE arasında farka yol açtığını anlattı.
 
TÜFE ile ÜFE arasındaki fark nedeniyle TÜİK’in IMF’ye şikâyet edildiğini belirten Çetinkaya, inceleme yapan IMF heyetinin TÜFE ile ÜFE arasında dünyada da fark olduğunu kendileriyle fark ettiğini, bu nedenle teşekkür ederek gittiğini kaydetti.
 
ENAG KİRA FİYATINI NASIL HESAPLIYOR?
 
Erhan Çetinkaya, sunumunda ENAG’ın enflasyon ölçümüne yönelik akademisyenlerin eleştirilerine de yer verdi. TÜİK’in 5000 civarında kiralık konutu takip ederek kira fiyatlarındaki artışı ölçtüğünü kaydeden Çetinkaya, her ay kiracıların ancak yüzde 5 – 10’unun yeni bir ev tutup yeni bir kira üzerinden anlaştıklarını belirtti.
 
Buna karşılık ENAG’ın her ay tüm kiracılar yeni bir eve taşınıyormuşçasına hesaplama yaptığını, internet üzerinden her ay gözlemlediği artışları yanlış şekilde üst üste ekleyerek şişirilmiş bir zam hesabı yaptığını savundu.
 
REKLAM
ENAG’ın kullandığı endekslere göre hesaplanan bazı gıda maddelerinin fiyatlarına yer veren Çetinkaya, buna göre 1 kg pirincin 233,20 TL, ekmeğin 138,88 TL, dana etinin 1.061 TL, beyaz peynirin 633 TL, motorinin 92 TL’ye geldiğini iddia etti.
 
“EN ŞEFFAF ÜLKELERİN BAŞINDAYIZ”
 
Neden madde fiyatı açıklamaktan vazgeçtiklerini anlatan Çetinkaya, TÜİK’in daha önce 7’li düzeyde fiyat açıkladığını, 2022 Mayıs sonrası madde fiyatı yayımlanmasına son vererek 5’li düzeyde endeks uygulamasına geçtiğini belirtti. “Halen en şeffaf ülkelerin başındayız” diyen Çetinkaya, “Fiyat bırakın 7’li düzeyi, 3-4-5’te bile hiçbir ülkede açıklanmıyor” dedi.
 
Fiyat açıklamaktan vazgeçme sebepleri arasında ürün fiyatlarının aylık ortalama fiyatları içerdiğinden dolayı haber bülteninin yayımlandığı bir sonraki ayın 3. günündeki cari durumu yansıtmayabildiğini, özellikle mevsimsel geçişkenliği olan taze meyve – sebze ve giyimde bunun yaşandığını söyledi.
 
REKLAM
“Madde fiyatlarını 2022 öncesi açıklayabiliyordunuz, şimdi niye açıklamıyorsunuz?” eleştirilerini yanıtlayan Çetinkaya, 2022 öncesi İTO gibi sadece bakkal, manav, pazar, market, hastane, özel okul gibi saha verisi ile veri toplandığını, oysa artık toplam verinin yüzde 50’sinin dijital olarak toplandığını ve veri miktarının kat kat arttığını söyledi.
 
Enflasyonu bir sonraki ayın 3. gününde açıklayan başka bir ülke olmadığını, az sayıda ülkenin ayın 7’sinde, birçoğunun ise 10 -15’inde açıkladığını kaydeden Çetinkaya, şöyle devam etti:
 
“Hesap ucu ucuna yetişirken, kalkıp bir de anlatıcılığı olmayan fiyatlar hesaplamaktan vazgeçtik. Bu yüklü, ağır ve dünyada kimsenin yapmadığı bir iş. Fiyatı açıklamak için fazladan bir gün daha çalışmak gerekir.
 
Örneğin yumurta, doktor muayenesi fiyatları denildiğinde toplulaştırılmış bir fiyattan bahsediliyor. Bütün dünyada yapılan aradaki düzeylerle ilgili fiyat açıklamak değil, endeks açıklamaktır. Hiçbir şey ifade etmediği için madde fiyatlarını yayınlamayı bıraktığımız için çok dayak yedik.”
 
“GEZEN TAVUK YUMURTASI 5 TL, 30’LU YUMURTA 2 TL”
 
REKLAM
Dün basına yansıyan bir haberde yumurta fiyatının 2,57 lira olarak belirtildiğini kaydeden Çetinkaya, “Ben gezen tavuk yumurtası alıyorum 5 lira. Ama 30’lu yumurtaların tanesi 2 lira. Toplumun yüzde 90’ı 2 liralık yumurta alıyor. Ortalama toplulaştırılmış fiyatlara bakıldığında 2,57 lira gayet mantıklı bir fiyat. Olay bir süre sonra teknik hesaplamalardan çıkıp algı yönetimine giriyor” diye konuştu.
 
Çetinkaya, benzin, mazot, altın ve sigara fiyatlarının günlük; sebze, meyve, LPG ve seçilmiş bazı gıda ürünleri fiyatlarının her hafta; diğer mal ve hizmetler fiyatlarının ayda iki kez, kira fiyatlarının da ayda bir kez derlendiğini anlattı.
 
İTO İLE TÜİK ARASINDAKİ FARK
 
İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) Ücretliler Geçinme İndeksi (ÜGİ) ile TÜFE’yi karşılaştıran Çetinkaya, TÜFE’nin 81 il merkezi ve 225 ilçede yapıldığını 415 madde, 901 madde çeşidi, 550 bin fiyatı kapsadığını, buna karşılık ÜGİ’nin İstanbul içi 15 bölgede 242 madde ve toplam 15.275 fiyatı kapsadığını anlattı. Çetinkaya, İTO’nun metodolojisini 30 yıl önce TÜİK’ten aldığını, eski ve dar kapsamlı olduğunu belirtti. İTO’nun hesabını daha çok tahmin gibi düşünmek gerektiğini savundu.
 
REKLAM
“PİNPON TOPU ENDEKSTE HİÇ YER ALMADI”
 
Çetinkaya, enflasyon ölçümünde vatandaşın ihtiyaç duymadığı maddelerin fiyatlarının da hesaba dahil edildiği iddiaları sırasında sık sık örnek verilen pinpon topunun 2003 bazlı enflasyon sepetinde hiçbir zaman yer almadığını söyledi. Çetinkaya, Van’daki domates ile İstanbul Etiler’deki çeri domatesin fiyatının farklı olduğunu, tek bir domates fiyatı verilemeyeceğini ifade etti.
 
Kaynak :Habertürk Haber Ajansı
9 Temmuz 2024