Horasis Başkanı Richter: Türkiye ekonomisi için iyimseriz ancak zamana ihtiyaç var

Horasis Başkanı Frank Jürgen-Richter, Türkiye ekonomisine yönelik iyimser olmak için birçok neden olduğunu söyleyerek, “Mehmet Şimşek, ekonomiye istikrar getirme ve yabancı yatırımlar için umutları canlandırma konusunda oldukça yetkin bir duruş sergiledi. Elbette bu zorlu bir mücadele ve daha yapılacak çok iş var” dedi. Türkiye’deki yüksek yaşam maliyetlerine dikkat çeken Richter, para politikasının gevşetilebilmesi için zamana ihtiyaç olduğunu belirtti.
Artan jeopolitik gerilimler, ABD seçimleri, resesyon endişeleri ve küresel iklim krizi küresel ekonomiye yönelik riskleri arttırırken, gelişmiş ekonomilerin korumacı politikalara yönelmesi, gelişmekte olan ve gelişmemiş ülkeler üzerinde risk yaratıyor.
 
Gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan pazarlar arasında bağlantıları teşvik ederek iş birliği sağlamayı hedefleyen ve bağımsız bir uluslararası düşünce kuruluşu olan Horasis ise mevcut konjektürde önemli bir rol üstleniyor. Küresel ticaretteki görünüme ilişkin Bloomberg HT’nin sorularını yanıtlayan Horasis Başkanı ve Davos eski yöneticisi Frank Jürgen-Richer, dünyanın şu an tehlikeli bir dönemeçten geçtiğini ancak iyimser olmak için de sebepler olduğunun altını çizdi.
 
“Türkiye hâlâ zorlu bir yaşam maliyeti kriziyle mücadele ediyor”
Türkiye yönelik sermaye girişi beklentilerini paylaşan Richer, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek önderliğindeki ekonomi ekibinin ekonomiye istikrar kazandırma konusunda yabancı yatırımcıları umutlandırdığını ifade etti:
 
“Son haberler olumlu. Geçen hafta açıklanan yıllık enflasyon oranları üst üste ikinci kez düşüş gösterdi ve geçen yıl %4,5`lik büyümenin ardından bu yıl yüzde 3’lük bir GSYH genişlemesi bile olumlu hissetmek için bir neden. Özellikle de önümüzdeki yıllarda daha güçlü büyüme tahminleri yapılırken. Ülke hala zorlu bir yaşam maliyeti kriziyle mücadele ediyor ve politika yapıcıların parasal koşulları güvenli bir şekilde gevşetebileceklerine tamamen ikna olmaları kesinlikle zaman alacaktır. Ancak 2025`te ilk faiz indirimi hedefleniyor. Ve yabancı yatırım açısından, otomotiv ve veri merkezi yatırımları bu yıl 2-4 milyar dolarlık sermaye akışının artacağı yönünde tahminler üretiyor. Yılın ikinci yarısında rakamların nasıl görüneceğini beklemek gerekecek, ancak 2025 için çok daha olumlu tahminler şimdiden mevcut”
 
"Türkiye hâlâ güçlü bir ekonomik büyüme sergiliyor"
Geçtiğimiz yıl Gaziantep’te düzenlenen Horasis Küresel Toplantısı’nda Türkiye`nin dayanıklılığı ve küresel ticaretteki stratejik konumununun vurgulandığının altını çizen Richter, “Türkiye hala güçlü bir ekonomik büyüme sergiliyor” dedi.
 
“Türkiye`nin ticaret potansiyeli, Avrupa, Asya ve Orta Doğu`nun kesişim noktasındaki benzersiz konumu göz önüne alındığında her zaman büyük olmuştur. Dünyanın 19. en büyük ekonomisi olarak, Türkiye hala güçlü bir ekonomik büyüme sergiliyor ve büyük iç pazar, girişimcilik ruhu ve yetenekli iş gücü gelecekteki büyüme için sağlam bir temel sağlıyor. Enflasyon zorlukları var, evet, ama hükümetin Ar-Ge, dijital dönüşüm ve Endüstri 4.0 girişimlerine odaklanması, Türkiye`nin önde gelen bir küresel ekonomi olma vaadini destekliyor. Türkiye altyapı ve teknolojiye yatırım yapmaya devam ettiği sürece, potansiyelini gerçekleştirmeye hazır olduğunu düşünüyorum”
 
"Gelişen ülkeler durumu daha şiddetli hissediyor"
Dünya şu anda karmaşık ve tehlikeli bir dönemeçten geçiyor. Burada geniş bir ağ oluşturan jeopolitik gerilimler, ekonomik bozulmalar ve sosyopolitik değişimler mevcut. Pandeminin ardından, Rusya-Ukrayna savaşı jeopolitik durumu daha da kötüleştirdi ve tedarik zincirlerini yeniden alt üst etti. Savaş, enerji ve gıda piyasalarında büyük bir şok yaratarak arzı azalttı ve fiyatları fırlattı. Bildiğiniz gibi, Avrupa özellikle bu duruma karşı savunmasız kaldı ve Almanya`nın ekonomisi bu yılın ikinci çeyreğinde tekrar daraldı. Aynı zamanda, gıda güvenliğini tehdit eden, göçü artıran ve toplumları istikrarsızlaştıran eşi benzeri görülmemiş bir kriz olan iklim değişikliği ile karşı karşıyayız. Gelişmekte olan ve az gelişmiş ekonomiler tüm bu durumu şiddetle hissediyor. Onlar için, enflasyon, tedarik zinciri bozulmaları ve iklim kaynaklı felaketlerin dalgalanma etkileri bir felaket anlamına geliyor.
 
"İyimser olmak için nedenler var"
Küresel ekonomide iyimser olmak için hala sebepler olduğunu dile getiren Richter, proaktif bir yaklaşım sergilenmesi gerektiğini söyledi:
 
“Piyasalar üzerindeki son panik havasına rağmen en azından küresel ekonomi açısından iyimser olmak için nedenler var. Çoğu büyük merkez bankası geçen yıl faiz artışlarıyla enflasyon oranlarını kontrol altına almakta başarılı oldu ve ekonomistler arasında bu yıl ve gelecek yıl için iyimserlik artıyordu. Ancak küresel topluluk, bütünsel ve sistem seviyesinde yaklaşımlar benimsemelidir. Popülizmin ve güven erozyonunun, kamuoyunun toplumsal ihtiyaçların karşılanmasındaki başarısızlıklara verdiği tepkiler olduğunu anlamamız önemlidir. Proaktif bir yaklaşım benimsememiz gerekiyor ve bu, ekonomik modellerimizi temelinden yeniden tasarlamayı, sürdürülebilirliği, kapsayıcılığı ve uzun vadeli dayanıklılığı ön planda tutmayı gerektiriyor. Hükümetlerin, işletmelerin, sivil toplumun ve akademinin bir araya gelmesini gerektiren çok taraflı bir yaklaşım şarttır. Ancak böyle çabaların meyvelerini görüyorum ve dayanıklı, kapsayıcı ve yetenekli bir küresel ekonomi inşa edebileceğimize inanıyorum.”
 
“ABD seçimlerinin küresel ticarete etkileri büyük olacak”
ABD seçimlerinin küresel ticarete etkisinin büyük olacağını ifade eden Horasis Başkanı Richter şöyle konuştu:
 
“Son bir aydaki haber döngüsünün ne kadar baş döndürücü olduğunu hepimiz gördük ve çok fazla tahminde bulunmanın ne kadar akıllıca olduğundan emin değilim. İşler çok hızlı değişebilir ve birçok faktör devreye girebilir. Ancak, sonuçlar ne olursa olsun, küresel ticaret için etkileri büyük olacaktır. Bir yandan, ABD seçimleri korumacılığa eğilimli bir liderlikle sonuçlanırsa, daha fazla tarife ve ticaret engeli ile uluslararası ilişkiler gerilebilir. ABD`nin büyük bir küresel ekonomik oyuncu olması nedeniyle, diğer ülkelerin benzer korumacı önlemler almasıyla bir dalgalanma etkisi görebiliriz. Dünyanın birçok yerinde korkulan şey bu. Seçim sonuçlarının daha parçalanmış bir küresel ticaret sistemine yönelik eğilimleri artırması. Öte yandan, eğer kazanan liderlik ticareti ve çok taraflı iş birliğini desteklerse, bu uluslararası ticaret anlaşmaları, tarife indirimleri ve daha birbirine bağlı bir küresel ticaret sistemi için gerçekten büyük bir fırsat olabilir. Bu nedenle, küresel ticaret için sonuçlar sadece seçim sonuçlarına bağlı değil, aynı zamanda politika yapıcıların ulusal çıkarlar ile uluslararası iş birliği arasında nasıl bir tercih yapacağına da bağlıdır. Umut, kim kazanırsa kazansın, ABD`nin küresel ortaklarla yapıcı iş birliğine kendini adamasıdır. ABD, iklim değişikliği, teknolojik ilerlemeler ve ekonomik eşitsizlik gibi ortak zorlukların ele alınmasında liderlik rolünü üstlenirse, diğer ülkeler de katılmaya teşvik edilecektir. Bu durumda bir risk var, ancak seçimlerin ve sonrasının, dünyadaki ülkeleri gerçekten rahatlatacak büyük bir potansiyele sahip olduğunu da unutmamalıyız.”
 
Horasis toplantıları
Horasis olarak düzenledikleri toplantılarda küresel sorunları ele alarak ülkeler arası diplomasiyi geliştirmeyi hedeflediklerini belirten Frank Jürgen-Richer, “2005`ten bu yana, Horasis olarak her yıl birkaç yüksek profilli toplantı düzenliyoruz ve bunların somut faydalarına tanık olduğumu gururla söyleyebilirim. Bu toplantılar, iş birliğine dayalı diplomasi için önemli platformlar sunmaktadır. Dünya liderlerini, politika yapıcıları, uzmanları ve iş dünyası liderlerini bir araya getirerek, küresel sorunları ele almak için eşsiz bir diyalog, bilgi paylaşımı ve ortak anlayış geliştirme fırsatı sağlıyoruz. Dünya, güven ve şeffaflık için iş birliğine dayalı alanlara ve iklim değişikliği, ekonomik kalkınma ve küresel sağlık gibi konuları ele almak için somut adımlar atmaya gerçekten bağlı bir enerjik bağlılığa ihtiyaç duyuyor. 25-26 Ekim tarihlerinde, Brezilya`nın Espírito Santo eyaletinin başkenti Vitória`da Küresel Toplantımızı düzenleyeceğiz. Dünyanın dört bir yanından katılımcılar orada olacak ve öncelik, ilişki kurma ve güven oluşturma fırsatları yaratmak olacak. Toplantılarımız, hem kritik küresel zorlukları ele almakta hem de bölünmeleri köprüleyerek daha istikrarlı ve birbirine bağlı bir küresel topluluk inşa etmeyi hedeflemektedir” dedi.
 
Kaynak :Bloomberg HT Haber Ajansı
8 Ağustos 2024